Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi'nin borç durumu, yerel siyasetin ve kamuoyunun gündeminden düşmeyen konulardan biri haline gelmiştir. Mevcut Başkan Mehmet Kasım Gülpınar, 2024 yılı değerlendirmesi kapsamında yaptığı açıklamada belediyenin bir önceki dönemden devraldığı borcun 12 milyar 171 milyon 515 bin 734 TL olduğunu dile getirmiş ve kendi dönemlerinde 951 milyon 834 bin TL kredi kullanıldığını belirtmiştir.
Ancak bu açıklamanın hemen ardından, Büyükşehir Belediyesi’nin bir önceki Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımlarda borç miktarının çok daha düşük olduğunu savunmuştur. Sayıştay raporlarına atıfta bulunan Beyazgül, borcun 3,4 milyar TL olduğunu ifade ederek farklı bir tablo ortaya koymuştur.
Bu durum, vatandaşların aklında ciddi soru işaretlerine neden olmuştur. Açıklanan borç miktarları arasındaki uçurum, yanlış hesaplama veya eksik bilgilendirme gibi olasılıkları gündeme getirse de her iki taraf da kendi verilerinden emin olduklarını vurgulamaktadır.
Peki, bu durumda ne yapılmalı?
Benim önerim, bu borç muammasını çözmek için bağımsız denetim şirketlerinden yararlanılmasıdır. Şeffaflık ilkesine uygun olarak, belediyenin mali kayıtlarının uzman ve tarafsız denetçiler tarafından incelenmesi, gerçek borç miktarının ortaya çıkarılmasını sağlayacaktır. Böylece kamuoyundaki bilgi kirliliği sona erecek ve herkesin doğru bilgiye ulaşması mümkün olacaktır.
Aksi halde bu konu, “hamur daha çok su alır” misali, sürekli tartışmaya açık kalacak ve farklı mecralarda yeniden gündeme getirilecektir. Şanlıurfa’nın geleceği için borçların net ve güvenilir bir şekilde belirlenmesi, hem mevcut hem de önceki yönetimlerin hesap verebilirliğini artıracaktır.
Borç meselesi, ya vardır ya yoktur; üçüncü bir seçenek olamaz. Bu belirsizliğe son vermek için yapılması gereken, bağımsız denetimlerin sonuçlarını kamuoyuyla paylaşmak ve güven tazelemektir. Şeffaf yönetim anlayışı, şehirlerin ve yöneticilerin itibarını güçlendiren en önemli unsurlardan biridir.